8 Temmuz 2013 Pazartesi

KENTSEL DÖNÜŞÜM YENİ TİP İMAR YÖNETMENLİĞİ


İstanbul Büyükşehir Belediyesi imar yönetmenliğini yenileyip meclisten geçirmiş, çevre ve şehircilik bakanlığına tasdik edilmek üzere göndermiş ve Bakanlık bunu kabul etmemiş,  geriye göndermiştir. Bu arada mevcut yönetmelik hükümsüz kaldığından yerine Bakanlığın TİP İMAR YÖNETMELİĞİ 01.06.2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Yeni yönetmelikte öncelikle 3 katlı binalara asansör boşluğu şartı getirmekte ve 4 ve üzeri katlara da asansör şartı getirilmektedir, yine yan bahçe ve ön bahçe 5 metre ise çıkma yapılabilir denmektedir. Bodrum katlar ise iskân edilmemektedir. 
Bu yönetmelik Türkiye çapında geçerli olup daha çok yüksek yapılar için bir avantaj sağlamaktadır (10 kat ve üzeri binalarda balkon ve çıkma yasağı bulunmaktadır). Uzun parsellerde max. 20 metre olan bina boyu 30 metreye çıkmaktadır. Binalarda asmakat geri geliyor, şahıslara ait donatı alanlarında geçici 250m² ye kadar h= 650 m geçici yapı yapılabilecektir.
 Ayrık nizamlarda bina cepheleri 40 metre, bloklarda 75 metreye çıkabilmektedir. Binalara kot verilmesi yol cephesinin ortasından kot alınır deniyor, burada meyilli arazilerde zemin katın gömülmesine ( sıfır su basman durumunda) yol açması bir başka olumsuzluktur. Saçaklar 1,5 metre yapılabilecek, çatılarda 1.20 metre parapeti üzerinden başlatılabilecek, bütün bu olumlu ve olumsuz hükümlerin vatandaştan yana faydalı olanları birleştirilip yeni bir yönetmelik yazılırsa mükemmel olur. Ancak Sultangazi için bazı çözüm önerileri mevcut. Bilindiği gibi plan notları yönetmelikten önce gelir. Yani bodrum katlar iskân edebilir, yan ve ön çıkma yapılabilir şeklinde plan notu konursa Sultangazi için bu yönetmelik getirdiği kazanımlarla birlikte ala olur ve olay Sultangazi İlçesi için çözümlenir.

Bir başka konu ise KENTSEL DÖNÜŞÜM faydasını anlayanlar son sürat ilerleyip erken yol alıyorlar ve 6306 sayılı kanundan istifade ediyorlar. Bazıları ise menfaatleri uğruna kaybedip depremi bekliyorlar. 6303 sayılı yasa; 18 ay 600 TL ye kadar hibe kira yardımı getiriyor, daire başı 100 000 TL ye kadar düşük faizli 10 yıl vadeli ilk 2 yılı geri ödemesiz ev yenileme kredisi veriliyor. Binanın yıkılıp yeniden yapılması halinde ise belediye harçlarından muafiyet sağlıyor %1 KDV oranı (şuan %18) imkânı tanıyor.
Nasıl yararlanılır, ne gerekir diye sorarsak; 6306 sayılı kanun gereği ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞINDAN LİSANS almış mühendislik firmaları ile anlaşıp binaya risk raporu alıp yıktırmak ve yukarıdaki imkânlar çerçevesinde binanın yenilenmesi, yeni binayı hem depreme dayanıklı bir hale getirecek hem de dairenizi kıymetlendirecektir. Binası eski olanlar yetkili lisanlı kuruluşlardan bilgi alarak erken davranırsa hükümetinde katkıda bulunduğu bu krediler ve muafiyetlerden yararlanabilirler. Bilinçli olanlar hemen yararlanmaya başladılar ki bunu bizim de verdiğimiz raporlardan takip etmekteyiz.
Depremsiz günler dileklerimle.

Mustafa DEMİR
İNŞAAT MÜHENDİSİ

9 Nisan 2013 Salı

Kentsel Dönüşüm Süreci


6306 sayılı Afet Riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanunun 15 Aralık 2012’de yeniuygulama yönetmeliği çıktı. 15 Ağustosta çıkan yönetmelik ise yürürlükten kaldırıldı. Yeni yönetmeliğe göre Belediyeler 15.000m²’den büyük alanlardaki yapılaşmayı riskli alan ilan edebilir. Bunun içinde binaların 2007 Deprem yönetmeliğine göre tahkik edilip (bilimsel kontrol) riskli olup olmadığına göre karar verilir hükmü getirilmiştir (madde 7). Bu konuda Bakanlık, Laboratuarlar, Belediye uzman kuruluşları, Yapı Denetimler, Lisans almış Mühendislik Büroları, vasıtası ile tespit yapılabilecektir. Tespiti yapılan bina veya siteler, Bakanlığa bildirilecek, tapuya şerh edilecek ve en az 60 gün süre verilip bina boşaltılacak, boşaltılmazsa 1 ay daha ek süre verilip tahliye gerçekleştirilecektir. İki türlü tespit olacak, ya idare (Bakanlık veya Belediye) veya bir apartman veya 1 parseldeki site maliklerinin 1/3’ünün veya yöneticinin karar defterine işlenen kararı ile tespit istenir. Riskli bina çıkması halinde, idareye, tapuya bildirilir ve malikler bir Müteahhit ile anlaşma yapıp, yukarıda belirtilen süreler içinde binalar boşaltılır, bu anlaşma 2/3 oranında malikin evet demesi yeterli olacaktır. 1/3 hissedar anlaşmazlarsa onların hissesi idare tarafında takdir komisyonu (Lisanslı Gayrimenkul değerleme uzmanı ve Emlakçılar) rayiç değere göre açık arttırma ile, diğer hissedarlara (2/3’e) satılır, oda mümkün olmazsa kamulaştırılıp hazineye tapulandırılacak ve kalanlar ile bina dönüşüme uğrayacaktır. Riskli alanda bulunan, riskli yapılar, dönüşürken KDV %1, harçların bir kısmından muafiyet, 600 TL ve 18 aya kadar kira yardımı veya Bakanlığın anlaşmalı 2 banka (İş Bankası ve Denizbank) aylık; konutlar için %0,4, dükkânlar için %0,5 kredi (100.000,00 TL’ye kadar konutlar, 50.000,00 TL’ye kadar işyerlerinde) alma imkânı olacak. Ancak, ya kira yardımı veya konut yapma kredisinden biri tercih edilebilir. Örneğin; bina Müteahhide verilip yaptırılıyorsa kira yardımı veya bir apartman Müteahhide kat karşılığı şeklinde imarı yetmiyorsa, yine Müteahhide verilip daire başı 100.000,00 TL’ye kadar olan krediden düşük faizle yararlanabilir ve inşaatlarını bu kredi ile kendileri yeniden yaptırmış olurlar. Bu durumda faizin yıllık %4’ünü (%4. yıllık) devlet fondan karşılıyor, bu nedenle faizler aylık %0,4’e iniyor (Madde 16/6).
            Riskli alan, Riskli yapı, Rezerv alan gibi tanımlar yeni yönetmelikte açıklanmıştır.

          UYGULAMALAR NASIL OLACAK?
1.                 Bakanlık veya Belediyeler yönetmelikte bahsedilen 2007 yılından önce yapılan binaları resen veya tetkikler yaparak riskli alan veya riskli yapı diye belirleyip Bakanlığa gönderecek ve karar onaylanırsa bu alanda yukarıda saydığımız maliyetler, düşük faizli krediler, kira yardımı vb. haklardan yararlanacaklar demektir. Yani bir nevi ŞANSLI BÖLGE anlamına da gelebilir. Bu alanlar 15.000 m²’den büyük olması gerekiyor.
2.                 Vatandaşlar, gerek bir parsel veya birleşerek ada bazında bina kontrollerini yaptırıp en az 2/3 oranında anlaşırsalar, ilgili idarelere başvurup, Kat Karşılığı (bunun için kazanılacak imar artışının %25’ini idareye vermek şartı ile) kendileri yapma, Müteahhide verme gibi hususlarda hissedarların tamamının evet demesi gereklidir.
3.                 Riskli alan içinde yeni binalar var ise, bunlar korunabilir, yeni projede ifraz edilip ayrılabilirler.
4.                 Dönüşüm alanından kiracılarda yararlanabilir, onlarda 18 aya kadar defaten kira yardımı yapabilir ve fazla konut olursa noter huzurunda kura ile daire alabileceklerdir (Ancak 15 Aralık 2012) bu kanundan önce en az 1 yıldır orada oturma şartı ile).
5.                 Deprem gerçeğini unutmadan 2007 yılından önce inşa edilen yapılarımız risk taşımakta ise, dönüşüm için gerçekleri göz ardı etmeden, artı bir rant düşünmeden, bu kanunu bir şans olarak kabul etmeliyiz (bina yenilendiğinde maliklere satış değeri yükseldiği için rant oluşmaktadır). Bu düşük faizli krediler ve muafiyetlerden yararlanmak kaydıyla, bir an önce sağlam binalarda oturmak, çağdaş dünyanın bir fırsatıdır ve inancımıza göre de tedbir alma mecburiyetimiz olduğu için, bu dönüşümü uygulamamız gerekmektedir. Olaya sıcak bakmak gerekir.
Binalarımızın yenilenmesindeki beklentilerimizi, bir hayatı kurtarma meselesi olarak ele alalım ve içinde yaşadığımız bu tabutlardan kurtulalım.
Depremsiz günler dileklerimle…

Mustafa Demir
inş.müh./Proje Müşaviri

6 Mart 2013 Çarşamba

Deprem Yönetmeliğine Göre İlave Kat Yapımı


   Projeli, ruhsatlı mevcut bir binaya ilave kat yapma durumunda 2007 Deprem Yönetmeliğine Göre Statik Performans Analizi yapmak zorunluluğu getirilmiştir. Performans analizi yapmadan önce bina betonarmesinden yeminli beton laboratuarları vasıtası ile karot numune almak , daha sonra statik tahkik yapılıp, bu ilave kat veya katların mevcut binaya getireceği yük ve deprem kuvvetlerini nasıl karşılayacağı hesap edilip, ona göre proje çıkartılması gereklidir. Oysa pratikte hiçte böyle yapılmayıp, usta ve kalfaların tecrübe ve pratik  zekasına göre, ya ilave betonarme kat veya son katlar yığma olarak ilave edilmektedir. Bazende son kata, çelik kolon taşıyıcılar ile çelik konstrüksiyon çatı katı ilave ediliyor. Bu katlar belli bir statik hesaba dayanmadığı için deprem sırasında mevcut bina, kütle olarak başka, son kat kütlesi başka yönde salınım ve davranış periyodu gösteriyor. Buda yüklü bir TIR aracının ani fren esnasında TIR ayrı yöne, DORSE ayrı yöne gitmesi gibi bir sonuç doğuruyor.
            
        Binalarda temelden çatıya kadar bir homojenlik olması gerekiyor ki, depremde bina tek parça halinde salınsın ve eski konumuna gelsin, kütlesi ve özgül ağırlığı dolayısı ile betonarme kısmı farklı salınır, yığma veya çelik konstrüksiyon kat (özgül ağırlığı ve yoğunluğu dolayısı ile) farklı salınır olduğundan, bina kendi kendine zarar verip hasar görmesine sebep olmaktadır.
            
        İlave katlar, ya performans analizi projesine göre imal edilmesi, yada mevcut binanın aynı cins malzeme ile kat ilavesine devam edilmesi şeklinde yapılmalıdır.
            
      Özetle ilave katlar, alt mevcut katların malzemesi ve tekniği ile aynı olmalı (çatı örtüsü farklı olabilir; ahşap çatı, çelik çatı vb.). Temelden son katın tavanına kadar kolonlar sürekli olmalı ki, ki bina ve deprem yükleri temele sağlıklı olarak aktarılsın.

            Depremsiz günler dileklerimle…




Mustafa Demir
inş.müh.
Proje Müşaviri

1 Mart 2013 Cuma

Onarım ve Güçlendirmelerde Temel İlkeler


1. BETONARME YAPILARIN ONARIM VE GÜÇLENDİRİLMESİNDE TEMEL İLKELER
Amacım; deprem bölgesinde olan ülkemizin mevcut yapı stokunun depreme karşı dayanımı bakımından değerlendirilmesinin önemini belirtmek ve değerlendirmenin ilkelerini ortaya koymaktır. Son on yılda yaşanan depremler mevcut yapılarımızın yeterli deprem dayanımına sahip olmadıklarını açık ve dramatik biçimde ortaya koymuştur. Gelecekte oluşması kaçınılmaz depremlere karşı mevcut yapılarımızı yeniden inceleyerek, yeterli olmayanları bilinçli bir şekilde ve hızla güçlendirmek zorunda olduğumuz ortadadır.
1992 Erzincan depremi, ülkemiz için büyük önem taşıyan, yapıların onarımı ve güçlendirilmesi konusunu gündeme getirmiştir. Ardından Dinar ve Adana depremleri konuyu güncel tutmuş ve inşaat mühendisliği camiasının ilgisini bu noktaya çekmiştir.     
Son olarak 12 yıl önce yaşadığımız Marmara ve Düzce depremleri yerleşimin yoğun bulunduğu çok geniş bir alanı etkileyerek mühendislik hizmeti gören çok sayıda yapıyı hasara uğratmıştır. Bunlardan ayakta kalmış olan on binlerce yapının onarılması ve güçlendirilmesi gerekmiştir. Ayrıca yaşanan son depremlerle mevcut yapı stokunun yeniden sorgulanması, yeterli deprem güvenliğine sahip olmayanların acilen güçlendirilmesi gerektiği olgusu tüm kamuoyunda gelişmiştir.
Onarım/Güçlendirme uygulamaları depremin sıkça yaşandığı ülkelerde çok yaygın bir uygulamadır. Ancak konu ile ilgili, güvenilir deneysel araştırma sonuçlarının yanı sıra yapı ve yapı elemanların onarımından sonraki davranışları ile ilgili bilgi birikimi de çok yeterli değildir. Bu nedenle onarım /güçlendirme uygulamaları mühendislik önsezisine ve monolitik yapı davranışı beklentisine dayanmaktadır. Deprem nedeniyle hasara uğramış yapıların onarılmalarının yanı sıra, ileride oluşacak depremlere karşı yeterli güvenliğe sahip olmadığı belirlenen yapıların mutlaka güçlendirilmesi gereklidir. Ayrıca güçlendirme ve onarım; mühendislik kusurları, kötü işçilik, yapım hataları ve yapı kulanım amacının değişikliği gibi nedenlerle de gerekli olabilmektedir.
Onarım, hasarlı bir yapı ya da elemanlarının hasar öncesi dayanım düzeyine ulaştırılması için yapılan işlemler olarak tanımlanabilir. Hasar görmüş yapılarda onarımın yanı sıra güçlendirme işlemleri de yapılabilir.

2. ONARIM/GÜÇLENDİRME İÇİN TEMEL İLKELER
Onarım/Güçlendirme işlemleri; yapının özelliklerine sorunlarının niteliklerine ve sorunlarının yapı içerisindeki dağılımlara bağlı olarak büyük çeşitlilik göstermektedir. Bu nedenle tüm yapılar için kullanılabilir genel bir yöntem önerilmesi temel ilkeler hariç mümkün bulunmamaktadır. Sorunlu yapıların her biri kendine özgü problemler taşımakta, dolayısıyla çözümlerinin de özgün olması gerekmektedir. Dolayısıyla yapıda sorunun belirlenmesi, nedenlerinin anlaşabilmesi ve sağlıklı çözümler üretebilmesi sağlam bir davranış bilgisi gerektirir.
Hasar görmüş bir yapıda onarım/güçlendirme yapılmadan önce hasar nedeni ile ilgili gerçekçi bir teşhis yapılmalıdır. Doğru bir teşhis yapılmadan gerçekleştirilen onarımın yararlı olacağı çok kuşkuludur. Deprem sonrasında yapılan incelemeler sırasında kusurlu onarım görmüş yapıların büyük hasarlar aldıkları ve göçtükleri gözlenmiştir. Onarım/güçlendirme çalışmaları üç temel aşamada gerçekleştirilebilir.



A) Değerlendirme
Bu aşamada yapı, mevcut durumu ve gelecek için yapıdan beklentiler göz önünde bulundurularak değerlendirilir. Bu aşama sonunda yapının geleceği belirlenerek onarılmasına/güçlendirilmesine ya da yıkılmasına karar verilir. Değerlendirme aşamasında yapılabilecek işlemler aşağıda özetlenmiştir.
  1. Taşıyıcı Sistemin Belirlenmesi
    • Taşıyıcı sistem türü
    • Geometrik özellikler (boyutlar, donatı, detaylar)
    • Malzeme özellikleri (beton, donatı)
  2. Sorunlu Elemanların Belirlenmesi (Hasar Rölevesi)
    • Çatlaklar (Türü, yeri, yönü, genişlik, sayısı)
    • Ezilme
    • Deformasyon
    • Zorlanma sırasındaki iç kuvvetler
  3. Teşhis
·       Sezgi düzeyinde teşhis; sorun mekanizmasının belirlenmesi ve gözlemlerle karşılaştırma
·       Analiz düzeyinde teşhis Mevcut yapı için analiz (gerçek boyutlar, malzeme özellikleri)
·       Sorun mekanizmasının kanıtlanması
·       Yapı güvenliği değerlendirmesi
Ø  Sonuç
Yapı yeterli (güvenlikte)
Yapı yetersiz (önlemler alınmalı) 
Yapı yetersiz (onarılmalı)
Yapı yetersiz yıkım
B) Onarım/Güçlendirme Tasarısı
Yapının değerlendirme aşamasında onarılıp/güçlendirmesine karar verilmiş ise, yapının zafiyetlerine göre güçlendirme ilkeleri belirlenerek tasarım yapılır. Onarım/güçlendirme tasarım aşamasında yapılacak işlemler aşağıda özetlenmiştir.
  1. Değerlendirme Sonucuna Göre
·         Yapı yeterli güvenlikte
·         Sorunları önlemlerle çözümlenebilir.
Kullanım biçiminin değiştirilmesi
Yük sınırlamaları
Kat sayı azaltılması
·         Yapının sorunları önemli, onarım / güçlendirme gerekli
  1. Onarım Güçlendirme Tasarımı
    • İlke düzeyinde seçenek getirilmesi
Güvenlik, Kullanım, Uygulanabilirlik
  1. Yapısal Analiz
·        Seçilen onarım / güçlendirme yönetiminin hedeflenen yapısal güvenlik düzeyini sağladığının belirlenmesi
4.    Onarım / Güçlendirme Projesinin Hazırlanması
C) Yapım
Onarım/güçlendirme işlemleri, yeni yapımdan oldukça farklı, özen gerektiren çok sakıncalı hatta tehlikeli olabilecek durumları içeren bir uygulama sürekli yetkili mühendisin gözetimi ve danışmanlığında yürütülmelidir.

3. ONARIM/GÜÇLENDİRME İÇİN BAZI UYGULAMA İLKELERİ
Taşıyıcı sistem güçlendirmesindeki temel ilke yapı deplasmanlarının sınırlandırılmasıdır.
Çevre türü betonarme yapılar ülkemizde en yaygın yapı türüdür. Yönetmeliklerin gerektiği gibi uygulanmaması ve yapım aşamasını gerektiği gibi denetlenmemesi nedeniyle bu tür yapıların çoğunda çeşitli kusurlar bulunmaktadır. Yapıların depreme karşı davranış ve dayanımı açısından önem taşıyan kusurlar genel anlamda; a) Tasarım hataları, b) donatı detaylandırma hataları, c) Yapım hataları olmak üzere 3 temel başlıkta toplanabilir. Bu türde  kusurlu yapıların onarılıp/güçlendirilmesinde yapı güvenliğini gerektiren dayanım, süneklik ve sınırlı yanal öteleme koşullarının sağlanması ve bu koşulların koşulların kanıtlanması gerekmektedir. Bu amaçla güçlendirilecek bir yapıda;
·         Yapı taşıyıcı sisteminin güçlendirilmesi
·         Eleman bazında onarım / güçlendirme
·         Sistem güçlendirmesi ve eleman güçlendirmesi temel anlatışı benimsenir.
3.1 Yapı Taşıyıcı Sisteminin Güçlendirilmesi
Taşıyıcı sistem güçlendirilmesindeki temel ilke yapı deplasmanlarının sınırlandırılmasıdır. Yapı taşıyıcı sisteminin güçlendirilmesi; a) onarılacak ve güçlendirilecek eleman satısının çokluğu, b) yapının yeterli yanal rijitliğe sahip olmaması, c) yapı taşıyıcı sistemde yumuşak kat, kısa kolon, elemanlarda süreksizlik gibi zayıflıkların bulunması gibi durumlarda gerekmektedir.
Taşıyıcı sistem güçlendirilmesi sırasında yapı rijitliğindeki önemli ölçülerdeki artışlar yapının tüm dinamik özelliklerini değiştirecek ve yapı için gerekli dayanım gereksinimi de artıracaktır. Bu etkileşimi yapıda çok dikkatli incelenmesi gereklidir.
3.2 Eleman Bazında Onarım/Güçlendirmesi
Deprem sonrasında yapıda yalnızca bazı elemanlar hasar almışsa ancak yapı taşıyıcı sistemi yeterli yanal rijitliğe sahipse eleman bazında onarım/Güçlendirme yeterli olabilir.
   

  • Kolonlar
Betonarme kolonların güçlendirilmesinde kullanılan en yaygın yöntem mantolama tekniğidir. Bu teknik ile mevcut kolonun çevresinde yeni bir kolon oluşturularak kolon kesiti büyütülür. Güçlendirme amacına olacak biçimde çelik manto, betonarme
manto olmak üzere iki ayrı türde mantolama tekniği uygulanabilir.


  • Kirişler
Deprem davranışı bakımından döşeme plağı ile birlikte çalışan kirişleri onarımı ya da güçlendirilmesi bazen çok önemli olmayabilir. Ancak yapı taşıyıcı sisteminin güçlendirilmesi sırasında kirişlerinde eğilme ve kesme kapasitelerinin arttırılması için güçlendirilmeleri gerekebilir. Kirişlerin onarım ve güçlendirilmesinde amaca yönelik çeşitli yöntemler kullanılabilir. Kirişin hem eğilimi hem de kesme dayanımını arttırmaya yönelik güçlendirme yöntemi mantolama yöntemidir. Bu yöntemde manto donatısını sürekliliği, eski ve yeni boyuna donatılar arasındaki bağ Z çubuklarını kaynaklanması ile sağlanabilir.

4. ÖNERİLER
Hatalı tasarımlar ve imalatlar amaçlanan onarımı ve güçlendirmeyi etkisiz hale getireceğinden büyük özen ve dikkat gerektirmektedir. Çoğu zaman proje düzenlenirken yapının temel özellikleri tam olarak bilinemez ve projenin uygulaması sırasında gözden geçirilmesi bazen yenilenmesi veya yeniden düzenlenmesi gerekebilir.Bu nedenle onarım ve güçlendirme mutlaka uzman bir mühendis tarafından tasarlanmalı ve özenle denetlenmelidir.


Depremsiz günler dilerim...

Mustafa DEMİR
Uzman İnşaat Mühendisi
                                                                                                                         Proje Müşaviri